Güzel Bir Gülüş En Güzel Makyajdır.
Gülüşünüzle Etkileyin ...
Çürük dişler, aşınmış dişler, renkleşmiş dişler, şekil bozuklukları, küçük-kısa dişler, kırık dişler, aralıklı dişler, çapraşık dişler, kapanış bozukluğu, konum bozuklukları ve simetri bozuklukları gülüşümüzü önemli ölçüde etkileyebilir. Bu sorunların çözülmesi kişinin sağlıklı ve estetik dişlere kavuşmasını sağlar.
Estetik Tedavi uygulamaları Ortodontik Tedavi, Beyazlatma, Kompozit (Beyaz ışıklı dolgu) uygulamaları, Porselen Lamina, Zirkonyum, Lazer ile yapılan uygulamalar ve İmplant tedavilerini içerir.
Estetik Diş hekimliği estetik diş hekimliği sadece dişlerin estetiği ile değil, aynı zamanda dişeti rengi (esmer kişilerdeki koyu lekeler) ve biçimi, dişeti çekilmesi, dudak biçimi ve yüzün genel görünümü ile de ilgilenir. Bu nedenle daha ileri gülüş tasarımları için diş hekimi, dişeti hastalıkları uzmanı, dermatolog ve plastik cerrahi uzmanları gülüşümüzü ve yüz estetiğimizi birlikte planlayabilir. Diş ve çevre dokularına yapılan girişimler kişinin gülüşünü, yüz estetiğini, psikolojisini (moral) ve sosyal iletişimini olumlu yönde etkiler.
Cinsiyetiniz ve diş şekli:
KADINLARDA Dişlerin köşeleri daha yuvarlaktır. Gülme hattı yukarı doğru kavislidir.
ERKEKLERDE Dişler daha köşelidir. Gülme hattı daha düzdür.
Estetik Sorun:
Estetik Tedavi:
Kısa sürede yapılabilen estetik tedaviler beyazlatma, ışıklı dolgular ve porselen laminalar’dır. İleri estetik gerektiren olgularda ise, ortodontik tedavi veya kısa süreli ortodontik tedavi / porselen lamina kombinasyonlu tedaviler uygulanabilir. Hastanın sosyal durumu ve tercihleri tedavi seçeneklerini etkiler.
Porselen laminalar dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılan porselen yapraklardır (0,3,- 0,7 mm). Dişlerin şekil, renk ve konumları, ışık geçirgenlikleri ile doğal dişi taklit eden laminalar sayesinde çok kısa sürede düzeltilebilmektedir.
Porselen laminalar dişlerinin şekil, renk ve konumundan memnun olmayan kişilere uygulanabilmektedir.
Ön bölgede ileri derecede diş renkleşmeleri olan kişilere (Tetrasiklin renkleşmesi vs. ) uygulanabilmektedir.
Aralıklı dişlere sahip olan kişilere uygulanabilmektedir.
Ön dişlerinde büyük ve renkleşmiş dolguları olan kişilere uygulanabilmektedir.
Ön dişleri kırık veya aşınmış olan kişilere uygulanabilmektedir.
Diş eksikliği olmayan ve daha önce porselen kuron yaptırmamış olan kişilere uygulanabilmektedir.
Porselen laminalar dişeti sağlığı iyi olan kişilere veya sağlıksız dişetlerine sahip kişilere dişeti sağlığı kazandırıldıktan sonra uygulanmalıdır.
Porselen lamina uygulamaları, dişeti ve kanal tedavisi gerektirmeyen ağızlarda 5-6 gün içersinde yapılabilir.
Porselen laminalar için olan ağız bakımı önerileri doğal dişler için olanlarla aynıdır.
Porselen laminalar günümüzdeki yapıştırıcılar ile tecrübeli bir hekim tarafından yapıştırıldığında düşmemektedir. Uygulamalar doğru yapılıp laminalar özenle kullanıldığında 10 ila 20 yıl arasında ömrü vardır. Dişeti hastalıkları bu süreyi kısaltabilmektedir. Porselen lamina üzerinde ufak bir kopma gerçekleştiği takdirde, sökümü gerekmeden ağız içersinde kompozit dolgular ile tamiri yapılabilmektedir.
Porselen laminalar yapıları nedeniyle leke tutmamaktadır. Çay, kahve sigara kullanımında bir aşırılık söz konusu değil ise, porselen laminalar iyi ağız bakımı ile sararmamaktadır.
Yüz estetiğinin bir parçası olan dişlerin kaybı psikolojik ve sosyal problemlere neden olmasının yanı sıra beslenme, sindirim sorunları ve konuşma bozukluklarına da yol açmaktadır.
Diş kaybı nedeniyle oluşan boşlukların giderilmesi 1980 li yıllara kadar köprü protezi ile giderilirdi. Köprü protezlerinin uygulaması için, diş eksikliği olan boşluğun komşu olduğu en az iki dişin kesilmesi gerekmekteydi. Günümüzde ise sağlıklı dişlerin kesilmesine gerek kalmadan çene kemiği içersine titanyumdan yapılan yapay diş kökleri (implant) yerleştirilir. İmplant (Titanyum kökünün) üzerine ise, dişin fonksiyonunu ve estetiğini taklit eden porselen üst yapılar uygulanır.
İmplant Uygulamalarının Avantajları
İmplant Kararını Belirleyen Kriterler
İmplantın Hazırlığı Ve Uygulama Aşamaları
Ağız Içi Ve Radyolojik Muayene
İmplant uygulanacak hastanın; tüm diş, dişeti sağlığı ve implant uygulama bölgesindeki kemiğin durumu değerlendirilir. Dişlerin kapanışı incelenir.
Geçici Protezlerin Hazırlanması
Hastanın diş eksikliğini implant yapım gününe kadar gidermek üzere hazırlanan sabit veya hareketli protezlerdir.
İmplant Uygulaması
Dişetleri uyuşturularak ve çoğunlukla dişeti kaldırılarak çene kemiğinde bir yuva hazırlanıp, implant yerleştirilir. Dişeti kaldırıldıysa dikişlerle kapatılır.
İmplant Uygulamasından Sonra Ağız Hijyeni Ve Bakımı
İmplant uygulamasından sonraki ilk hafta iyileşme için en önemli dönemdir. Ağız hijyeni bu dönemde hekimin verdiği özel gargaralarla desteklenir. Verilen antibiyotik düzenli alınmalıdır. Ağız dışından implant uygulanan bölgeye ilk 24 saat aralıklı buz uygulanmalıdır. Aşırı sıcak sıvı ve katı gıdalardan uzak durulmalıdır.
İmplant Üzeri Porselen Dişlerin Uygulanması
Ortalama 2 ay bekleme süresinden sonra implant uygulama öncesi planlanan daimi porselen dişlerin yapımı gerçekleştirilir.
İmplantlar vücut için herhangi bir yan etkisi olmayan doku dostu olan titanyumdan yapılmış vidalardır.
İmplantın ömrü, doğru tanı, planlama, hatasız uygulama ve ağız hijyeninin başarısına bağlı olarak gerçek bir dişin ömrüne eş değerdir.
Dişeti tedavisi sonrasında yapılan implantların uygulama başarısı dişeti hastalığı olmayanlarla eştir.
Sistemik olarak sağlıklı bireylerde yaş sınırlaması yoktur. implantlar iskeletsel gelişimini tamamlanmış kişilere uygulanabilir.
Dişlere doğal görünümünü sağlayan ışık geçirgenliğidir.
Metal - Seramik kuronlarda alt yapıdaki metal nedeniyle ışık kırılması olmakta ve dişler mat görünmektedir. Zirkonyum kuronların ışık geçirme özelliği doğal dişe yakın olduğu için dişlerin görünümü yapaylıktan uzaklaşmaktadır.
Metal destekli porselenler, zamanla dişetlerinde koyu renkli bir çizgi oluşturabilmektedir.
Zirkonyum Diş , uzun yıllar dişeti ile bütünlüğünü koruyarak daha doğal bir görünüm oluşturmaktadır.
Zirkonyum Kuronların Metal-Seramik Kuronlara Göre Avantajları
Son yıllarda estetik ve sağlamlığı birarada bulundurduğu için Zirkonyum kuronlar tercih edilmektedir.
Zirkonyum kuronların Metal-Seramik kuronlara göre birçok avantajı bulunmaktadır:
Zirkonyum kuronlarda ise dual siman denilen mekanik ve kimyasal yapıştırıcılar kullanılmaktadır.
Tutuculuğu arttıran bu yöntemde dişin düşerek kırılması gibi kötü sürprizlerle karşılaşılmamaktadır.
Zirkonyum Kuron
Metal-Seramik Kuron
Çeşitli nedenlerle koyulaşmış dişlerin rengini daha açık hale getirme işlemine diş beyazlatma (bleaching) denir. Beyazlatma jeli içerisindeki hidrojen peroksit, karbamitperoksit ile diş sert dokusu reaksiyona girerek (oksidasyon) dişin renginde açılma (ağartma) sağlanır. Araştırmalara göre, dişlerin beyazlatılması dişhekiminizin denetimi altında yapıldığında son derece etkin ve güvenlidir. Dişler ve dişetleri hiçbir şekilde zarar görmez.
Diş Beyazlatma tedavisi genç ve erişkin hastalarda tercih ettiğimiz bir tedavi türüdür. Bu uygulama sağlıklı ağızlara uygulanabilir, aksi halde diş hassasiyeti gelişebilir. Bu nedenle diş hekimi çürük, aşınmalar ve dişeti rahatsızlıklarını giderdikten sonra beyazlatma işlemlerini gerçekleştirebilir. Beyazlatmanın özellikle sarı tonlu dişlere sahip olan kişilerde başarılı olduğu bilinmektedir. Beyazlama oranı dişlerimizin beyazlatma işlemi uygulanmadan önceki tonuna bağlıdır ve kişiden kişiye değişir. Bu yüzden diş hekimimiz ile beklentilerimizi önceden konuşmalıyız.
Günümüzde bilinen iki değişik diş beyazlatma yöntemi vardır. Bunlardan ilki hastanın kendi başına uygulayabileceği 'ev tipi’ beyazlatmadır.
Aşamaları şöyledir:
İkinci diş beyazlatma yöntemi ise klinikte bir hekim tarafından yapılan ‘Office- beyazlatmadır.Aşağıdaki şekilde uygulanır:
Dişler her zaman için eskisinden daha beyaz olacaktır. İlk beyazlatma işleminin başarısı bu tedavinin ömrünü büyük ölçüde etkiler. Diğer önemli faktörler ise hastanın çay, kahve, sigara, renkli içecek tüketim sıklığı ve ağız hijyenidir. Renkleşmenin dercesine göre yılda bir – iki kez pekiştirme tedavisi gerekebilir. Ancak bu pekiştirme ilk beyazlatma kadar uzun süre uygulanmaz.
Beyazlatma tedavisinden sonra dişhekiminin önerisi doğrultusunda beyazlatıcı dişmacunları ve ince fırça şeklindeki ‘beyazlatma kalemleri’ uygulanbilir. Bu uygulamlar beyazlatmanın ömrünü uzatır.
Güzel Dişlere Ve Estetik Bir Gülüşe Sahip Olmak
Dişlerimiz ve çene yapımız, asıl işlevleri olan çiğneme ve konuşmanın yanı sıra estetik açıdan da önem taşıyor. Öyle ki dişlerdeki renk ve şekil bozuklukları veya çenedeki yapısal bozukluklar özgüvenimizi sarsarak psikolojimizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Araştırmalar da, gülüşüne güvenen bir kişinin iş, sosyal ve günlük yaşamında diğer kişilere oranla çok daha başarılı ve mutlu olduğunu ortaya koyuyor.
Bildiğiniz gibi, güzel bir gülüş için dişler beyaz, eksiksiz ve düzgün sıralanmış olmalı. Ayrıca dişleri saran dişeti açık pembe ve diş yüzeyi de düzgün görünmeli, işte bu görüntünün elde edilebilmesi için eksik dişler varsa boşluklar porselen vb. materyallerle restore ediliyor, diş çürükleri de uygun renkte dolgu maddeleriyle ve dişin orjinal formuna sadık kalınarak dolduruluyor. Dişlerin diziliminde çapraşıklık sorunu da ortodonti tedavi, yani dişlere tel takılmasıyla giderilebiliyor
Diş telleri, estetik gülüşün sağlanmasında uzmanların başvurdukları en önemli kozlardan biri. Dişlerin hafif ve ileri derece çapraşık olduğu durumlarda, alt ve üst diş dizisinin kapanış bozukluklarında, çenelerin yüze ve/veya birbirine göre yanlış konumlandığı durumlarda diş tellerine başvuruluyor. Ortodontik tedavi ile dişler, yavaş yavaş hareket ettirilerek en doğru konuma gelmeleri sağlanıyor.
Üst veya altçenenin geride olması gibi çenelerin konum bozukluklarına erken müdahale etmek gerekiyor. Bu dönem de 6-12 yaş arasında değişiyor. Dolayısıyla bu tip sorunları gözden kaçırmamak için, daha önce dikkati çeken özel bir durum yoksa her çocuk 6 yaşından itibaren yılda bir kez ortodontik muayeden geçmeli. Eğer dişlerde sadece çapraşıklık varsa, daimi dişlerin tamamlandığı 11-12 yaş alt sınır olarak kabul ediliyor ve bu yaştan itibaren herkese ortodonti uygulanabiliyor.
Öncelikle dişlerin arka yüzeyine takıldığı için estetik sorun yaratmıyor. Daha önceki alternatifler büyük oldukları için dilde yaralar oluşturabiliyor ve hastaların bir süre konuşma güçlüğü çekmelerine neden olabiliyordu. Günümüzde ise bu braketler dijital teknoloji ile modellenip altın vb. metallerden dökülerek *kişiye* özel hazırlanabiliyor. Bu braketler diğerlerinden daha küçük oldukları için dili rahatsız etmiyorlar. Dolayısıyla dilde yaralar oluşmadığı gibi konuşma güçlüğü de yaşanmıyor.
Dişlerin diziliminde hafif bir çapraşıklık varsa diş tellerinin tedavisi ortalama bir yıl sürüyor. Daha ağır sorunlarda ise bu süre 3 yıla kadar uzayabiliyor. Çenelerin konumunda bozukluk varsa iki aşamalı tedavi tercih ediliyor. Bu durumda, büyüme çağında ortopedik tedavi ile çenelerin konumu düzeltildikten sonra tedaviye bir süre ara veriliyor. Etkin ve hızlı bir tedavi için de randevular aksatılmamalı, dişleri fırçalamaya özen göstermeli ve doktorun önerilerine mutlaka uymalı.
Kalıtıma bağlı olarak çene eklemlerinden biri veya her ikisi büyük, küçük, ileride ya da geride olabiliyor. Çenelerin gelişimi dikey yönde geri kalmışsa bu kişiye yaşlı ifade veriyor. Bunun aksine çene gelişimi dikey yönde artmışsa bu kez uzun surat görüntüsü oluşabiliyor. Bu sorunların bazıları büyüme dönemi bitmeden yakalanabilirse ortopedik tedavi yaklaşımlarıyla kısmen düzeltilebiliyor. Çenedeki bazı yapısal bozukluklarda ise mutlaka cerrahi işlem uygulamak gerekiyor.
Çene operasyonlarına erkeklerde 20, kızlarda ise 16- 17 yaşlarından önce başvurulmuyor. Çünkü kızların gelişimi erken yaşta tamamlanırken, bu süreç erkeklerde daha uzun süre devam edebiliyor. Gelişim tamamlanmadan cerrahi müdahale yapılırsa devam eden büyüme ile sorun tekrarlayabiliyor.
Çenedeki yapısal bozukluklarda cerrahi işlem uygulanacak olan kişilere, 19-20 yaşına geldiklerinde önce diş telleri takılıyor, Dişler, çenelerin cerrahi işlem sonrasındaki konumuna göre pozisyonlandırılıyor ki bu süre 10-12 ay sürebiliyor. Ardından çenelerin konumu genel anestezi altında cerrah tarafından düzeltiliyor. Operasyonlar ağız içinden gerçekleştirildiği için, kişinin yüzünde iz olmuyor. Yeni geliştirilen teknikler sayesinde operasyonlardan oldukça başarılı sonuçlar alınıyor ve hastalar yepyeni ve daha güzel bir yüze kavuşuyorlar.
Eskiden paslanmaz çelik materyallerden hazırlanan braketler, daha sonraları yerini plastik ve seramik gibi diş renginde ve şeffaf malzemelere bıraktı. Günümüzde ise diş telleri dişlerin arkasına takılarak tamamen görünmez olabiliyor. Bu yüzden de ileri yaş grubundaki bireyler tarafından da tercih ediliyor. “Lingual Teknik adı verilen bu yöntem ülkemizde çok yaygın olmasa da, dünyada 20 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor.
Gülüş esnasında en önemli kriterlerden biri dişetleridir. Pembe estetik adını verdiğimiz bu bölgede gereğinden fazla görünen diş etleri (Gummy Smile) ya da asimetrik diş eti seviyeleri mevcut ise bu durumu düzeltmeden estetik bir diş hekimliği uygulamasından bahsetmek imkansız olur.
Estetik Diş Hekimliği uygulamalarından olan Estetik Diş Eti Cerrahisi ile bu tip fazla görünen ya da asimetrik seviyelenmiş dişetlerini düzeltmek mümkündür. Daha sonra uygulanacak Lamina, Porselen ya da Zirkonyum Porselenler ile beklentilerin ötesinde estetik sonuçlar elde edilebilmektedir.
Ayrıca depigmentasyon tedavisi adı verilen dişetindeki koyu kahverengi-siyah renkleşmelerin azaltılması ve yok edilmesi lazer tedavisi ile mümkün olmaktadır.
CAD (Computer Aid Design); bilgisayar destekli olarak porselen dişlerin dizayn edilmesi anlamına gelmektedir. CAM (Computer Aid Manufacturing) ise, porselen dişlerin porselen bloklardan üretilmesini ifade eder.
CAD-CAM teknolojisinde; dişhekimi tarafından hazırlanan dişlerin ölçüsü, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, bilgisayara bağlı bir kamera yardımı ile fotoğraflanarak (dijital) alınır. Elde edilen görüntüler ve bilgisayarda yapılan çizim sonucunda porselen restorasyonlar hastanın ağzına en uygun şekilde, sanal olarak tasarlanır.
Sistemde yer alan “torna cihazı” yardımı ile restorasyonlar porselen bloklardan birkaç dakika içerisinde elde edilir. Bu şekilde, kısa sürede kenar uyumu mükemmel ve doğal dişe en yakın estetik restorasyonlar elde edilir. Cila işlemi tamamlanan restorasyonlar dişlere yapıştırılır. Cad Cam teknolojisinin en önemli özelliği, hastalara estetik ve fonksiyonel restorasyonları kişiye özel ve dişlere özgü üretir.
CAD-CAM teknolojisi ile dişlerdeki estetik sorunları gidermede kullanılan restorasyonlar üretilmektedir. (Porselenler lamina, indirekt nano-kompozit restorasyonlar, zirkonyum, metal desteksiz porselen kuron ve köprüler)
Bu teknolojinin önemli bir özelliği; madde kaybı fazla olan dişin, sadece kayıp olan kısmı üretilerek, dişin tamamlanabilmesidir. İnley-Onley uygulaması veya porselen dolgu olarak adlandırılan bu tedavi ideal bir fonksiyon ve doğal diş formu kazandırmaktadır. Bu tedavi çeşidi kaplamaların alternatifidir.
CAD-CAM , Estetik ve fonksiyonel sorunların tedavisinde kullanılır.
Estetik sorunlar;
Fonksiyonel sorunlar;
Madde kaybı fazla olan dişler: Cad cam ile madde kaybını giderecek porselen kısım üretilir (inley,onley).
Eksik dişler nedeniyle çiğneme fonksiyonun bozulması: Cad - Cam ile eksik dişlerin yerini doldurulabilecek zirkonyum köprüler üretilir.
İki komşu dişin temas noktaları ideal olarak hazırlanamadığı için, daha önceden yapılmış dolgularının arasına gıda sıkışması: Bu olgularda Cad -Cam teknolojisi ile ideal kontağı olan ‘porselen dolgular ‘ üretilir.
Bu teknoloji;
ideal kontakt, form, şekil, büyüklük ve doğala en yakın porselen restorasyon beklentisi olan kişilerin ilk tercihidir. Bilgisayardaki program sayesinde kişinin diğer dişleri referans alınarak ayni yapıda ve morfolojide porselen restorasyonlar üretilebilmektedir.
Cad-Cam teknolojisi, daha önceleri yapılan dolguların arasında gıda birikimi yaşayan kişilerin tercihi olmalıdır.
porselen dişlerin (‘kaplama’) kenar uyumundan, anatomisinden, doğallığından, renginden ve estetiğinden memnun olmayan kişiler için ideal bir çözümdür.
klasik yöntemlerdeki provalı aşamalarla vakit kaybetmek istemeyen, iş yoğunluğu fazla olan kişiler bu yöntemle arzu ettikleri restorasyonlara kısa sürede kavuşabilmeleri nedeniyle tercih edilmektedir.
ölçü esnasında bulantı refleksi olan kişilerce de tercih edilir, çünkü CAD-CAM ile dijital ölçü alma imkanı vardır.