Yüzümüz vücudumuzun dış dünyaya en açık olan kısmıdır. Diğer insanlarla yüzümüzle iletişim kurarız, kendimizi onunla ifade ederiz. Birisi hakkındaki ilk izlenimi yüzüne bakarak ediniriz.
Sağlıklı beslenmek, düzenli uyumak, stres ve üzüntüden uzak yaşamak, düzenli spor yapmak, sigara ve alkol kullanmamak, bol su içmek, güneşten uzak durmak ve iyi bir genetik yapıya sahip olmak yaşlanmayı geciktirir. Ancak tüm bunlar gerçekleştirilebilse bile yaşlanmak yine de kaçınılmazdır. Yüzdeki yaşlanmayı geciktirmek için ilk başvurulanlar kozmetik ürünleridir. Bu tür ürünlerle çözülemeyen sorunlar için Plastik Cerrahi birçok ameliyat ve ameliyat dışı işlem sunmaktadır. Bunlara genel olarak “yüz gençleştirme işlemleri” adı verilir.
Kaş kaldırma için pek çok teknik tanımlanmıştır. Hangi yöntemin seçileceğini kaşların şekli, konumu, hastanın anatomik yapısı ve hastanın istekleri belirler.
Kaş askıları ve şakak germe işlemleri lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Endoskopik alın germe işlemi ise ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir.
Askı işlemleri sıklıkla ofis şartlarında gerçekleştirilir ve hastalar hemen evlerine gidebilirler. Şakak ve alın germe işlemlerinden 3 saat sonra hasta yemek yiyip, ayağa kalkabilir. Genellikle 6 saat sonra hasta,
hastaneden taburcu edilir. Hastanın sıklıkla alnında elastik bir sargı olur. Ertesi gün sargı açılır ve hasta banyo yapabilir. Kaş askıları ve şakak germe işlemleri sonrasında şişme ve morluk beklenmez. Ancak endoskopik alın germelerden sonra göz etraflarında şişme olur ve bu bazen 20 gün sürebilir. Tüm yüz ameliyatlarından sonra olduğu gibi, kaş ve alın germe işlemlerinden sonra hastanın 3 ay boyunca kendisini direkt güneşten koruması gerekir.
Kaş askılarının en önemli sorunu etki süresinin kısa olmasıdır. Endoskopik alın germe sonrası uzun süren şişlikler hastaları tedirgin edebilir, ancak bu da geçicidir. Alın ve şakak germe sonrası kaş hareketlerinde geçici felçler olabilir. Nadir de olsa kalıcı kaş felci yaşanabilir. Böyle bir sorun olduğunda diğer tarafa Botox yapılarak simetri oluşturmaya çalışılır. Kaşların aşırı kaldırılması ve asimetrik olması gibi sorunlarla da karşılaşılabilir.
Orta yüz bölgesinde yer alan yapılar alt göz kapakları, yanaklar ve elmacık kemikleridir. Yaşla yanaktaki dolgunluk azalır, yanaklar aşağıya kayar, orta yüz bölgesi basıklaşır ve düzleşir. Yüz oval görünümünü kaybeder ve dikdörtgen bir hal alır. Alt göz kapağındaki torbalar belirginleşir, alt göz kapağı uzamış gibi görünür. Yanak ile göz kapağı arasında derin bir hat oluşur. Bu hatta gözyaşı oluğu adı verilir. Bu görüntü insanların yorgun ve yaşlı görünmesine neden olur. Ayrıca sarkan yanaklar burun ile dudak kenarları arasında iki derin çizginin oluşmasına neden olur. Bu çizgilere burun-dudak olukları (nazolabial oluk) adı verilir.
Orta yüz bölgesinde amaç kaybedilmiş olan yumuşak dokuyu yerine koymak, aşağıya doğru sarkmış olan yapıları yukarı taşımak ve bozulmuş olan alt göz kapağı-yanak ilişkisini düzeltmektir. Bu bölgede yapılabilecek gençleştirme işlemleri alt göz kapağı ameliyatı (alt blefaroplasti), endoskopik orta yüz germe, alt kapaktan yapılan orta yüz germe işlemleri, orta yüz askıları, yağ enjeksiyonları ve dolgular sayılabilir.
Orta yüz bölgesinde orta yüz askıları ve doldurma işlemleri sıklıkla birlikte uygulanır. Yanakta zamanla oluşan yumuşak doku kaybını gidermek amacı ile orta yüz bölgesine yağ enjeksiyonları yapılır. Yağ enjeksiyonları ile göz-yaşı oluğu deformitesi düzeltilir, yanaklar ve elmacık kemikleri belirginleştirilir, yüze tekrar oval bir şekil verilir, burun-dudak olukları doldurulur. Yağ enjeksiyonları dolgunluk vermenin yanı sıra, içerdiği kök hücrelerin fibroblastlara dönüşmesi ile kollajen sentezini de arttırır, cildin parlaklaşmasını ve gençleşmesini sağlar. İnce kırışıklıkları azaltır, gözaltı morluklarını azaltır. Genç hastalarda, orta yüz askıları yapılmadan, tek başına yağ enjeksiyonları yeterli olabilir. Gelişimsel olan orta yüzü basık olan genç hastalarda da yağ enjeksiyonları iyi bir seçenektir.
Yağ enjeksiyonları, alt göz kapağı ameliyatları, endoskopik orta yüz germe işlemleri ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir. Silüet lift ofis ortamında lokal anestezi ile yapılabilir.
Silüet lift işlemleri sıklıkla ofis şartlarında gerçekleştirilir ve hastalar hemen evlerine gidebilirler. Morluk ve şişme beklenmez. Yağ enjeksiyonları, alt kapak ameliyatları ve orta yüz germe işlemlerinden 3 saat sonra hasta yemek yiyip, ayağa kalkabilir. Genellikle 6 saat sonra hasta, hastaneden taburcu edilir. Hasta ertesi gün banyo yapabilir. Dikişler beş gün sonra alınır. Yağ enjeksiyonları, alt kapak ameliyatları ve orta yüz germe işlemlerinden sonra uzun süren morluk ve şişlikler olur. Özellikle endoskopik orta yüz germelerden sonra şişliklerin tam olarak inmesi üç ayı bulabilir. Tüm yüz ameliyatlarından sonra olduğu gibi, ota yüz gençleştirme işlemlerinden sonra hastanın 3 ay boyunca kendisini direkt güneşten koruması gerekir.
Endoskopik orta yüz germe ameliyatı etkili bir işledir sonuçları uzun sürelidir. Hastaları en çok rahatsız eden uzun süren şişliklerdir. Nadir de olsa asimetriler, dudak felçleri, yüz şeklinde doğal olmayan görünüm ya da yetersiz etki gibi sorunlar yaşanabilir. Felçler genellikle 2-3 hafta içerisinde düzelir. Alt kapak cerrahisinden sonra geç iyileşme, göz içerisinde konjuktiva ödemi, alt kapakta aşağıya çekme gibi problemler yaşanabilir. Bu tür sorunlar zamanla ya da ilave cerrahi girişimlerle düzeltilebilir. Yağ enjeksiyonları sonrasında şişlik ve morluklar olur. Göz çevresine ve elmacık kemiklerinin üzerine yapılan enjeksiyonların sonuçları kalıcıdır. Burun-dudak çizgilerine yapılanlarda bir miktar kayıp olabilir. Silüet askılarının etkisi birkaç yıl sürer. Etkisini kaybettiğinde aynı ipler biraz daha gerilerek işlem tazelenebilir.
Alt yüz ve boyun bölgesindeki yapılar; yanakların alt kısmı, çene kenarları ve boyundur. Yaşla birlikte yer çekiminin etkisi ile yüz cildi çene kenarlarının üzerine doğru yığılır (jowl), ovali bozulur ve dört köşe bir şekil alır. Ağız köşelerinden aşağıya doğru derin çizgiler oluşur (Marionette çizgileri), boyun cildi gevşer ve sarkar, boyun cildi altındaki kasların gevşemesine bağlı olarak dikey bantlar oluşur (hindi boynu), gıdıda yağ birikir ve boynun açısı silikleşir. Bazı kişilerde yüzün diğer taraflarında belirgin bir yaşlanma olmadan boyunda şiddetli bir sarkma oluşabilir.
Alt yüz boyun bölgesinde amaç bollaşmış deriyi gererek fazlasını çıkarmak, deri altındaki kas tabakasını dikişlerle gerginleştirmek, boyundaki fazla yağ dokusunu almak, boyun kaslarını birbirine dikerek gerginleştirmek ve boyun açısını belirginleştirmektir. Bu amaçla yüz ve boyun germe ameliyatları, boyun liposuction’ı, iple boyun askılama işlemleri, gereken hastalarda çene ucu protezleri ve yağ enjeksiyonları uygulanır.
Boyun liposuction’ı ve askı işlemleri lokal anestezi ve sadesyon altında uygulanabilir. Yüz ve boyun germe ameliyatları ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir.
Şişlik ve morluklar beklenen sorunlardır ve geçicidir. Erken dönemde kanama önemli bir sorundur. Bunun olmaması için hastanın ameliyat öncesi kan sulandırıcılar kullanmaması, tansiyonu varsa kontrol altına alınması, ameliyat sırasında ve sonrasında kan basıncının düşük tutulması gerekir. Yine de olursa hasta
tekrar ameliyata alınarak kanama durdurulur. Boyunda inatçı ödemler olabilir. Boynun yumuşaması ve incelmesi beklenenden uzun sürebilir. Bu tür durumlarda lenf drenajı masajı, radyofrekans, derin doku ultrasound gibi yardımcı yöntemler kullanılabilir. Alt yüz ve boyun ameliyatlarından sonra özellikle alt dudakta felç ya da hareketlerde zayıflama görülebilir. Bu durum nadiren kalıcı olur. Genellikle birkaç gün içerisinde geçer, ancak bazen haftalarca sürebilir.
Yüz ve boyun germe sonrası en korkulan sorunlardan birisi yara iyileşme güçlükleri ve deri kayıplarıdır. Bu sorunla özellikle germenin fazla yapıldığı durumlarda, ameliyat sonrası kanama olan hastalarda ve sigara içenlerde karşılaşılabilir. Bu nedenle sigaranın en az üç hafta öncesinden kesin olarak bırakılmış olması gerekmektedir.
Tam yüz gençleştirme işlemleri, üst, orta ve alt yüz bölümlerinin aynı anda gençleştirildiği daha kapsamlı operasyonlardır. Sıklıkla 50 yaş üzerinde yapılır. Tam yüz germe dışında, göz kapağı cerrahisi ve yağ enjeksiyonları da yapılır. Gerekli görülürse beraberinde cilde yönelik soyma işlemleri de gerçekleştirilebilir. Tam yüz gençleştirme işlemleri yapılırken hastanın özgün görünümünden sapmamak, hastayı ve çevresini tedirgin edecek sonuçlara yol açmamak önemlidir.
Ameliyata sıklıkla yağ enjeksiyonları ile başlanır. Vücuttan alınan ve saflaştırılan yağ dokusu göz çevresine, orta yüze, burun-dudak çizgilerine, dudak köşelerinden aşağıya inen Marionette çizgilerine verilir. Gerekli görülürse dudaklara da yağ enjeksiyonu yapılır. Hastanın üst yüzünde sorun varsa alın germe ya da kaş kaldırma işlemleri gerçekleştirilebilir. Bu endoskopik alın germe şeklinde olabileceği gibi, yüz germe kesisinin şakak bölgesine uzatılması ile de yapılabilir.
Ardından üst ve alt göz kapakları ameliyat edilir. Orta yüze alt kapak kesisinden müdahale edilebilir. Tam yüz germede kulak önünden başlayıp gerekirse kulak arkasına dönen ve oradan da saçlı derinin içerisine uzanan bir kesi yardımı ile yüz ve boyun cildi kaldırılır. Boyunda fazla bir sorun yoksa iz sadece kulak önünde bırakılır. Bu işleme kısa izli yüz germe adı verilir. Deri altında yer alan ve mimik kaslarımızı da içeren bir tabaka olan SMAS tabakası, hastanın ihtiyacına uygun şekilde dikişlerle gerilir ve yüzün alt tabakası şekillendirilir. Bu işlem yapılmazsa yüz germe sonrası hastalar kısa bir süre sonra eski hallerine dönerler. Boyunda yağlanma varsa, genellikle liposuction yardımı ile yağlar alınır. Boyunda dikey bantlar fazla ise ve hindi boynu görünümü varsa çene altından yapılacak kısa bir kesi ile boyun açılır ve boyun adaleleri birbirine dikilir. Bu işlem boyun açısını belirginleştirir. Çene kemiği geride ise çene ucu protezleri ya da yağ enjeksiyonları ile belirginleştirilir. Dudak kenarlarından aşağıya doğru inen Marionette çizgileri yağ enjeksiyonları ile doldurulur. Yüzün alt yarısı yağlı ise liposuction ile inceltilebilir. Yüz ve boyundaki deri fazlası kesilerek çıkartılır. İzler kulak önünde, arkasında ve saç içinde gizlenecek şekilde dikilir. Dudak üstündeki dikey sigara çizgileri için dermabrazyon, göz çevresindeki ince kırışıklıklar için kimyasal soyma işlemleri yapılabilir.
Tam yüz gençleştirme ameliyatları ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir.
Yüz germe işlemlerinden sonra hastalar 1 gece hastanede tutulurlar. Ertesi gün direnler alınır ve taburcu edilirler. Şişlik ve morluk bir hafta içerisinde büyük oranda geriler. Dikişler altı gün sonra alınır. Hasta ameliyattan 48 saat sonra banyo yapabilir. Şişlik ve morlukların geçmesi 20 gün sürebilir. Ancak yüzün tam olarak oturması ve son şeklini alması, cilt kalınlığına ve yapılan işlemlere bağlı olarak, üç ayı bulabilir. Tüm yüz ameliyatlarından sonra olduğu gibi hastanın 3 ay boyunca kendisini direkt güneşten koruması gerekir.
Şişlik ve morluklar beklenen sorunlardır ve geçicidir. Erken dönemde kanama önemli bir sorundur. Bunun olmaması için hastanın ameliyat öncesi kan sulandırıcılar kullanmaması, tansiyonu varsa kontrol altına
alınması, ameliyat sırasında ve sonrasında kan basıncının düşük tutulması gerekir. Yine de olursa hasta tekrar ameliyata alınarak kanama durdurulur. Boyunda ve orta yüzde inatçı ödemler olabilir. Boynun ve orta yüz bölgesinin yumuşaması ve incelmesi beklenenden uzun sürebilir. Bu tür durumlarda lenf drenajı masajı, radyofrekans, derin doku ultrasound gibi yardımcı yöntemler kullanılabilir. Yüz germe işlemlerinden sonra kaşta ya da alt dudakta felç ya da hareketlerde zayıflama görülebilir. Bu durum nadiren kalıcı olur. Genellikle birkaç gün içerisinde geçer, ancak bazen haftalarca sürebilir.
Yüz ve boyun germe sonrası en korkulan sorunlardan birisi yara iyileşme güçlükleri ve deri kayıplarıdır. Bu sorunla özellikle germenin fazla yapıldığı durumlarda, ameliyat sonrası kanama olan hastalarda ve sigara içenlerde karşılaşılabilir. Bu nedenle sigaranın en az üç hafta öncesinden kesin olarak bırakılmış olması gerekmektedir.
Endoskopik yüz cerrahisi, saçlı deriden yapılan küçük kesiler yardımı ile ve endoskop kullanılarak üst ve orta yüzün kaldırılması işlemidir. Gerek görülürse ağız içinden de ilave bir kesi yapılabilir. Alın, göz çevresi ve elmacık kemikleri kemik zarının altından soyulur ve yukarı doğru kaldırılır, çeşitli yöntemlerle tekrar kemikler tespit edilir. Yapılan işlemler kamera yardımı ile görüntülenir ve cerrah tüm anatomik yapıları büyütme altında görebilir. Yöntemin önemli avantajları dışarıdan kesik olmaması ve sonuçların uzun süreli olmasıdır.
Endoskopik yüz gençleştirme işlemleri alın ve orta yüzde yer çekimine bağlı sarkmalar oluşmuş, ancak cilt sorunu fazla olmayan hastalar için uygundur. Boyun ve alt yüz bölgesi üzerinde etkili değildir. Bu tür durumlarda boyun ve alt yüz germe işlemleri ile birlikte kullanılabilir. Tek başına uygulandığında sıklıkla 40-55 yaş arasındaki hastalar için uygundur.
Endoskopik yüz ameliyatları ameliyathane ortamında, genel anestezi altında gerçekleştirilir.
Kemik zarının (periost) altından yapılan tüm işlemlerde uzun süren şişlikler olur. Bu nedenle endoskopik işlemlerde şişlikler, açık ameliyatlara göre daha fazla olur ve daha uzun sürer. Yüzün son şeklini alması üç ayı bulabilir. Erken dönemde kaşta ve ağız köşesinde geçici felçlerle karşılaşılabilir. Endoskopik girişimler yüz sinirleri açısından güvenli yöntemlerdir. Kalıcı felç beklenmez. Saçlı deride his kaybı, yüz asimetrileri gibi sorunlarla nadir de olsa karşılaşılabilir. Endoskopik kaş askılarından sonra oluşabilen bir görüntü bozukluğu kaşların normalden fazla kaldırılması ve yüzde kalıcı bir hayret ifadesi oluşmasıdır. Burada ameliyatı yapan cerrahın estetik görüşü çok önemlidir.
Göz çevresi yüzümüzde yaşlanma belirtilerinin ilk ortaya çıktığı bölgedir. Otuzlu yaşlarda üst kapaklarda cilt yığılmaları, alt kapaklarda torbalanmalar başlar. Bunlar insanın sürekli yorgun ve uykusuz görünmesine neden olur. Ayrıca mimiklere bağlı olarak göz kenarlarında kaz ayağı adı verilen kırışıklıklar oluşur. Gözaltında çökmeler, morluklar gelişebilir. Zamanla gözaltı torbaları ile yanağı ayıran ve “gözyaşı oluğu” adı verilen derin bir hat oluşur. Üst kapaklardaki deri yığılması hastanın gözünü açmasını zorlaştırır. Bu tür hastalar görüntülerini düzeltebilmek için kaşlarından yardım alırlar. Sürekli kaşlarını kaldırdıkları için alın çizgileri derinleşir ve gün bitiminde baş ağrıları olabilir.
Göz kapağı cerrahisi en sık yapılan yüz gençleştirme işlemidir. Bu erkek hastalar için de geçerlidir. İyi yapılan bir ameliyat hastanın görünümünü hemen değiştirir, bakışlarını gençleştirir. Hastalar dinlenmiş ve enerjik görünürler.
Üst göz kapakları kirpiklerin yaklaşık 1 cm üzerinden kesilir, deri fazlası çıkarılır. Kapağı etli olan hastalarda alttaki adale, gerekirse yağ dokuları da çıkartılır. Göz kapaklarında düşüklük varsa göz kapağını kaldıran adale kısaltılarak kapaklar kaldırılır. Gözler içeri çökükse yağ verilerek dolgunlaştırılabilir. Alt kapakta kesikler ya kirpik altından, ya da kapağın içinden yapılır. Bu ameliyat sırasında genellikle orta yüz bölgesine de germe işlemi uygulanır. Alt kapak cerrahisinde amaç göz torbalarını almak, gözyaşı oluğunu yağ ile doldurarak düzleştirmek, kapak ile yanak ilişkisini düzeltmektir. Ameliyat sırasında hastaların büyük bölümüne yağ enjeksiyonları da yapılır.
Göz kapağı ameliyatları ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir.
Hastalar genellikle aynı gün evlerine gönderilir. İlk 2 gün bir miktar şişme ve morarma olabilir. Bunu azaltmak için erken dönemde mutlaka buz uygulaması yapıyoruz. Hasta 3. gün televizyon izleyebilir, kitap okuyabilir, güneş gözlüğü takarak dışarı çıkabilir. Beşinci gün tüm dikişleri alıyoruz. Dikişler alındıktan sonra hasta işine dönebilir. Morluklar kaldıysa kapatıcı makyajlar yardımı ile bunlar gizlenebilir. Yaklaşık 3 hafta sonra yüz büyük oranda normale döner. Hastaların ameliyat sonrası 3 ay güneşten korunmaları gerekir.
Göz kapağı ameliyatları dikkatli ve ehil ellerde yapılmazsa, hastalarda gözlerini kapatamama, alt göz kapaklarının aşağıya doğru çekmesi, göz şeklinin bozulması, gözlerde kuruma ve hatta körlüğe kadar varan komplikasyonlar görülebilir. O nedenle her ameliyat için olduğu gibi, göz kapağı ameliyatları da asla hafife alınmamalıdır. Ancak düzgün yapıldığında bu ameliyatlar kısa süre içerisinde çok etkili sonuçlar veren ve hastaların ifadesini bir anda gençleştiren işlemlerdir.
Son yıllarda Plastik Cerrahideki en ilgi çekici gelişmelerden birisi şüphesiz yağ enjeksiyonlarıdır. Önceleri yağ enjeksiyonlarının sadece dolgu amaçlı olduğu düşünülürdü. Ancak yapılan çalışmalar yağ dokusunun erişkin tip kök hücreler açısından vücuttaki en zengin kaynak olduğunu ortaya çıkardı. Bu kök hücreler verildikleri yerde eksik olan hücre tipine dönüşüp onarım faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Örneğin orta yüze dolgu amaçlı yağ verildiğinde kök hücreler değişime uğramakta, fibroblastlara dönüşerek kolajen sentezlemekte ve cildin gençleşmesini sağlamaktadırlar. Alınan yağ hücreleri belli işlemlerden geçirilerek saflaştırılır ve kök hücre oranları artırılır. Yüz dışında memelerde, kalça ve bacak estetiğinde, vücutta doku eksikliği olan her yerde kullanılmaktadır. Yağ enjeksiyonları sadece estetik cerrahide değil, iyileşmeyen yaralar ve radyoterapi görmüş cilt gibi zor alanlarda da başarılı sonuçlar vermektedir. Yağ enjeksiyonları ve kök hücrelerin hem estetik, hem de onarım cerrahisindeki kullanımlarını inceleyen yeni bilim dalına Rejeneratif Tıp adı verilmektedir.
Yüzde en sık yağ enjeksiyonu yapılan yerler şakaklar, göz çevresi, üst göz kapakları, gözaltları, orta yüz bölgesi, elmacık kemiklerinin üstleri, gözyaşı olukları, burun-dudak çizgileri, Marionette çizgileri, dudaklar, çene ucu, alt çene kemiğinin kenarlarıdır.
Vücudun herhangi bir bölümünden özel ince kanüller ve enjektörler yardımı ile yağ dokusu alınır. Alınan yağ santrifüj edilerek ya da süzülerek saflaştırılır. Uçları künt ince kanüller kullanılarak yüzde gerekli bölgelere enjekte edilir.
Yüze yağ enjeksiyonları ameliyathane ortamında ve ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir, genel anestezi sıklıkla gerekmez.
Hastalar genellikle aynı gün evlerine gönderilir. İlk 2 gün bir miktar şişme ve morarma olabilir. Bunu azaltmak için erken dönemde mutlaka buz uygulaması yapılır. Hastalar hemen ertesi gün gözlük takarak dışarı çıkabilirler. Morluk ve şişlikler üçüncü günden sonra azalmaya başlar, bir haftanın sonunda büyük oranda azalır. Morluklar kaldıysa kapatıcı makyajlar yardımı ile bunlar gizlenebilir. Yaklaşık 3 hafta sonra yüz büyük oranda normale döner. Hastaların ameliyat sonrası 3 ay güneşten korunmaları gerekir.
Yağ enjeksiyonları güvenli işlemlerdir ve fazla bir sorun beklenmez. Göz çevresine yapılan enjeksiyonlarda yeterince inceltilmiş yağ dokusu kullanılmazsa cilt altında topaklar ve sertlikler oluşabilir. Orta yüze aşırı miktarlarda yağ verilirse abartılı sonuçlar oluşabilir. Dudaklarda şişlikler çok fazla olur, ama ne yazık ki erime oranları da yüksektir.
Yaş ilerledikçe yüzde oluşan yumuşak doku kaybını yerine koymanın bir yolu da dolgu uygulamalarıdır. Özellikle sınırlı alanlarda uygulama yapılacaksa hazır dolgular, pratik ve ağrısız olmaları, muayenehane ortamında hızlı uygulanabilmeleri nedeni ile tercih edilirler. Dolgu materyalleri arasında çok çeşitli maddeler vardır. Bunların bir kısmı kalıcı, bir kısmı ise geçici dolgulardır. Dolgu uygulamalarında işlemin etkinliği kadar, güvenilirliği de göz önüne alınmalıdır. Verilenin yabancı bir cisim olduğu unutulmamalı ve en az risk taşıyan maddelerin kullanılmasına dikkat edilmelidir.
Dolgu maddeleri geçici, uzun süreli ve kalıcı maddeler şeklinde üçe ayrılabilir.
Hyaluronik asite karşı alerjik reaksiyon çok nadirdir. Yabancı reaksiyonuna yol açma, enfeksiyon gibi riskler vardır, ancak doğru uygulamalar ve güvenilir markaların kullanılması bu riskleri en aza indirir. En önemli sorun yanlış uygulamalar sonucu kötü estetik görünümdür. Dolgu uygulamaları da, tüm diğer estetik işlemler gibi, abartıya kaçmadan yapılmalı, doğal olmayan bir görünüme yol açmamalıdır.
B Botox, clostridium botulinum isimli bir bakteriden üretilen bir bakteri toksinidir. Bu toksin, kas-sinir birleşkesi üzerine etki ederek kaslarda geçici bir felç durumu yaratır. Bu özelliği nedeni ile toksin saflaştırılarak ilaç haline getirilmiştir. Estetik amaçlı botox uygulamaları dünyada en çok yapılan estetik girişimlerin başında gelmektedir.
Eğer kırışıklık çok derinse tamamen ortadan kalkmaz, ancak hafifler. Derin kırışıklıklarda botox ile beraber dolgu maddeleri de kullanılmalıdır. Botox, derin olmayan kırışıklıkları ortadan kaldırır, derin kırışıklıkları hafifletir, ayrıca tüm kırışıklıkların derinleşmesini engeller.
Uygulamadan yaklaşık 3 ay sonra güçlü kaslarda hareket geri dönmeye başlar. 4 ay sonra zayıf kasların hareketi de başlar. 6 ay sonra etki tamamen ortadan kalkar.
Botox yüzde en çok göz kenarlarına, kaşların arasına ve alına uygulanır. Bunun dışında ağız çevresi ve boyun uygulamaları da yapılabilir.
Burun ucu : Tam burunla üst dudak arasına yapıldığında burun ucunun hafif kalkmasını sağlar.
Mona Lisa lift: Çene kenarı boyunca boyuna yapılan uygulamalarda, çene kemiğinin üzerinde yığılmış olan yüz cildinin yükselmesini ve yığılmanın azalmasını sağlar.
Koltuk altları, avuç içleri ve ayak tabanlarında oluşan aşırı terlemenin tedavisinde botox uygulamaları çok etkilidir. Etki süresi yaklaşık 9 aydır ve senede bir kez bahar aylarında yapıldığında, yaz aylarının rahat geçirilmesini sağlar.
Botox muayenehane şartlarında yapılır. Uygulama çok ince iğnelerle yapılır ve fazla bir ağrıya neden olmaz. İşlem öncesinde cildin lokal anestezik içeren bir krem (Emla krem) ile uyuşturulması ve işlem sonrasında soğuk uygulanması ağrıyı daha da azaltır.
Yüz germe ameliyatları için yaşı genç, ancak yüzünde yaşlanma belirtileri başlamış olan, büyük ameliyat istemeyen hastalar için dikişle askı yöntemleri bir tedavi seçeneğidir. Bu işlemler cerrahi yöntemler kadar
etkili değillerdir. Ancak kolay uygulanabilmeleri, genel anestezi gerektirmemeleri ve kısa iyileşme süreleri nedeni ile uygun hastalarda kullanılabilirler.
Silüet lift, yeni geliştirilmiş bir askı sistemidir. Saçlı deriden yapılan iki kısa kesikten yüzün her iki tarafına dörder tane özel dikiş gönderilir ve bunlarla orta yüz bölgesi yukarı taşınır ve şakaklara asılır. Silüet lift uygulaması ile burun-dudak çizgileri azalır, orta yüz dolgunlaşır, çene üzerinde oluşan yığılmalar (jawl) azalır. Beraberinde göz kapağı ameliyatı, boyun germe ve yağ enjeksiyonları da yapılabilir. Silüet lift riski düşük, etkinliği yüksek bir yöntemdir. Bir süre sonra etkisi azaldığında aynı kesikten girilerek, yeni dikiş kullanılmadan yüz tekrar yukarı asılabilir.
Hastalar işlemden bir saat sonra evlerine gönderilir. İlk 2 gün bir miktar şişme ve morarma olabilir. İki gün sonra bantları çıkartıp işe başlayabilir.
İlk iki gün yüz aşırı gerilmiş gibi görünebilir. Geçici asimetriler gözlenebilir. Bu tür sorunlar birkaç gün içerisinde ortadan kalkar. Yüz askıları genelde sorunu az ve kısa sürede gerçekleştirilebilen, görece basit işlemlerdir Ancak bu yöntemlerin en önemli sorunu, etkinliklerini hızlı kaybedebilmeleridir. Bunları kalıcı işlemler olarak görmemeli, ameliyata uygun hale gelinceye kadar alınan geçici önlemler oldukları bilinmelidir.
Yüz gençleştirme ameliyatlarının tümü yer çekiminin oluşturduğu sarkmaları düzeltmeye ve oluşan hacim kaybını yerine koymaya yönelik girişimlerdir. Ancak ciltte oluşan yaşlanmaya bir çözüm getiremezler. Yaşımız ilerledikçe cildimiz incelir, kalitesi bozulur, kırışır, lekelenir. Bu tür sorunların çözümü için cildi soymaya ya da yenilemeye yönelik işlemlere ihtiyaç duyulur.
Cilt soyma işlemi üç şekilde yapılabilir: Mekanik, kimyasal ve fiziksel.
Glikolik asitlerle ve seyreltik TCA ile yapılan kimyasal soymalar, lazer uygulamaları muayenehane ortamında, anestezi gerektirmeden yapılır. Yoğun TCA ve fenol ile yapılan kimyasal soymalar ile dermabrazyon ise ameliyathane ortamında ve genel anestezi ya da sakinleştiriciler altında gerçekleştirilir.
Hafif asitlerle yapılan soymalar ve lazer uygulamalarından hemen sonra hastalar evlerine gidebilirler. Yüzde bir miktar kızarma ve kabuklanma olabilir. Hastalar 1 gün sonra işlerine başlayabilirler. Derin peeling ve dermabrazyon sonrası kabuklanma olur ve bu kabuklar 7-10 gün sonra düşerler. Kabuklar düştüğünde yerine yenilenmiş pembe bir cilt gelir. Bu nedenle hastalar işlerine ancak 10 gün sonra dönebilirler. Hastaların ciltlerini en az altı ay güneşten korumaları gerekir. Bu nedenle cilt soyma işlemlerinin genellikle kış aylarında yapılması tercih edilir.
Soyma işlemi aşırı derin yapılırsa iyileşme zorlukları ve izler oluşabilir. Bu tür sorunlar özellikle dermabrazyon sonrası gözlenebilir. Derin yapılan dermabrazyon kalıcı izlerle iyileşebilir. Lazer uygulamalarından sonra ciltte pigment kayıpları, düzelmeyen soluklaşmalar oluşabilir. Kimyasal soymalardan sonra tam tersine ciltte renk koyulaşmaları gözlenebilir. Soyma işlemi sonrası güneşten iyi korunmazsa lekelenmeler gelişebilir.
Yüzümüz sadece ciltten ve yumuşak dokulardan ibaret değildir. Bu cildin altında bir kemik iskelet yer alır. Güzel bir yüz için sağlam ve dengeli bir iskelet çatının varlığı şarttır. Yüz kemikleri bazı durumlarda yeterince gelişemezler. Bu durum kişinin genetik özelliklerine, ait olduğu ırka ve gelişme durumuna göre ortaya çıkabileceği gibi, geçirilmiş kazalar ve diş sorunlarına bağlı olarak da oluşabilir. En çok çene kemiğinde ve orta yüz bölgesinde bu tür gelişme gerilikleri oluşur. Bu durumlarda gelişme geriliği olan bölge ya ameliyatla ileri alınır, ya da kemik dışarıdan konulan bir takım maddelerle belirginleştirilir. İdeal madde kişinin kendi kemiğinin kullanılmasıdır. Ancak vücudun başka yerinden kemik almak karmaşık ve ağrılı bir işlemdir ve kaza ve kanser gibi sebeplerle oluşan kemik kayıpları dışında tercih edilmez. Yüz iskeletinin estetik amaçlı desteklenmesi için sentetik protezler tercih edilir.
Protezler en çok orta yüz bölgesinde ve çene kemiği üzerinde kullanılır. Orta yüz bölgesinde kullanılan protezler elmacık kemikleri üzerine ve gözaltlarına konulur. Çene kemiği üzerinde kullanılan protezler ise çene ucuna ve çene kenarlarına yerleştirilir.
Yüz protezleri silikondan ya da poroz polietilenden imal edilir.
Protezler kemiğe genellikle bir vida ile tespit edilir.
Başka bir cerrahi işlem yapılmayacaksa yüz protezi ameliyatları lokal anestezi ve sedasyon (ağır sakinleştiriciler) altında, ameliyathane ortamında gerçekleştirilir.
İşlem yapılan bölge üzerinde hafif bir şişlik ve morarma gelişir. Hastalarda geçici uyuşukluklar ve mimik hareketlerinde geçici zayıflamalar olabilir. Ameliyattan 72 saat sonra şişlikler inmeye başlar. Genellikle 3 hafta sonra yüz gerçek görünümünü kazanır.
Erken dönemde uyuşukluk ve yüz hareketlerinde azalmalar olabilir, ancak bunlar genellikle geçicidir ve birkaç gün içerisinde düzelirler. Alt dudakta kalıcı his kaybı çene ucu protezlerinden sonra nadir de olsa gözlenebilir. Enfeksiyon özellikle ağız içerisinden konulan protezlerden sonra oluşabilir. Enfeksiyon nedeni ile protezin çıkartılması gerekebilir. Uzun vadede özellikle silikon protezlerin yerlerinden kayması ve asimetriler gözlenebilir. Yine silikon protezler alttaki kemikte erimeye yol açabilir. Medpor implantlar yer değiştirme açısından daha güvenli protezlerdir.
Migren tipi baş ağrıları toplumun %12’sini etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Kadınlarda görülme sıklığı 3 kat daha fazladır. Araştırmalar kozmetik cerrahi için başvuran her 5 kadın hastadan bir tanesinde migren tipi baş ağrısı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle migren tipi baş ağrıları Plastik Cerrahların da ilgi alanına girmektedir. Diğer tedavilerden fayda görmeyen migren hastaları Plastik Cerrahi yöntemleri ile tedavi edilebilirler.
Migren 4 tetik noktasından başlayabilir:
Ağrının ortaya çıktığı tetik noktalarına 12,5 ünite botox yapılır. Birden çok noktadan başlıyorsa tüm noktalara yapılır. Hastanın ağrısında bir azalma olursa 1 ay sonra aynı işlem tekrarlanır. Olumlu sonuç alınırsa 1 ay sonra bir doz daha yapılır. Bu tedaviden fayda gören hastalarda ya botox ile devam edilir, ya da cerrahi tedavi yapılır.
İlaç tedavilerinin başarısız olduğu, sürekli kaşlarını çatan, ayda 2 kereden daha sık şiddetli migren atağı geçiren ve botox uygulaması ile ağrısı tamamen geçen ya da yarıdan fazla hafifleyen hastalara cerrahi tedavi uygulanabilir.
Migren cerrahisinin altında yatan mantık, tetik noktasındaki anatomik yapıları gevşeterek sıkışan siniri gevşetmek, böylelikle sinirin beyne gönderdiği tetikleyici sinyalleri ortadan kaldırmaktır. Cerrahinin işe yarayıp yaramayacağı önce mutlaka botox ile test edilir.
Yaklaşık her 20 çocuktan bir tanesi kepçe kulaklıdır. Küçükken sevimli görünebilen bu anatomik bozukluk, yaşın ilerlemesi ile birlikte çocukların ruhsal durumunu bozar. Özellikle okula başladıklarında çocuklar acımasız alaylara maruz kalırlar. Küçük yaşta düzeltilmemesi halinde kişilerin hayat boyu ruhsal durumlarını ve sosyal ilişkilerini bozan bir takıntı haline gelebilir.
Çocuk üç yaşına geldiğinde kulak kepçesi erişkin büyüklüğünün %85’ine ulaşır. Kepçe kulak ameliyatları için ideal yaş 4-6 yaş arasıdır. Çocukların ruhsal durumlarının etkilenmemesi için ilkokula başlamadan önce ameliyatın yapılması önerilir. Erken yaşta ameliyat yapılması hem çocuğun ruhsal olarak yaralanmasını önler, hem de yumuşak olan kıkırdaklar daha kolay şekillenir.
Pek çok yöntem mevcuttur. Benim uyguladığım yöntemde kulak arkasından bir kesik yapılır, kulak kıkırdağının ön tarafı özel bir aletle çizilerek zayıflatılır, dikişlerle katlantı oluşturulur, dikişler yardımı ile kulak kepçesi kafaya dikilir ve geriye yatırılır.
Bu yöntemin avantajları izin kulak arkasında kalması, kıkırdağın kesilmemesi, kulak arkasından cilt çıkartılmaması, şişliklerin çok az olması ve sonuçların kalıcı olmasıdır.
Çocuk hastalar genel anestezi altında ameliyat edilirler. Yaşı daha büyük olanlar ve erişkinlerde ise işlem ameliyathane ortamında, genel anestezi ya da ağır sakinleştiriciler (sedasyon) altında gerçekleştirilir.
Ameliyat sonrası elastik bir bandaj sarılır. Hastalar genellikle aynı gün evlerine gönderilir. İki gün sonra bandaj açılır, yaralar kontrol edilir ve hasta kulaklarını kaplayacak şekilde bir tenisçi bandı takar. İkinci günden itibaren hastalar banyo yapabilirler. Tenisçi bandı bir hafta düzenli kullanılmalıdır. Bir haftanın bitiminde tenisçi bandı 3 hafta boyunca ev içinde ve geceleri takılır. İlk 3 hafta kulakların darbe ve çekilmelerden korunması gereklidir.
Erken dönemde karşılaşılabilecek sorunlar kanama ve dikiş açılmasıdır. Titiz bir ameliyat ve ameliyat sonrası bandajı uygulaması ile kanama riski en aza indirilebilir. Geç dönemde karşılaşılabilecek sorunlar arasında kulakların tekrar açılması, asimetriler, düzensizlikler, şekil bozuklukları ve dikişlerin ele gelmesi sayılabilir.
Kulak memesine ilişkin iki önemli yakınma uzamış küpe delikleri ve yaşla içi boşalıp dolgunluğunu kaybeden kulak memeleridir. Bu iki sorun özellikle orta ve ileri yaş kadınlar tarafından sık dile getirilmektedir.
Ağır küpe takma ya da küpelerin bir yere takılması nedeni ile küpe delikleri zamanla uzar ve bu uzama kulak memesinin yırtılması ile sonuçlanabilir. Bu tür yırtıklar özel bir yöntemle tamir edilmelidir. Aksi halde kulak memesi çentiklenir. Lokal anestezi altında yapılan bu işlem sırasında gerekirse yeni bir delik açılıp küpe takmaya devam edilebilir.
Yaşla beraber kulak memesi dolgunluğunu kaybeder ve pörsür. Bu pörsüme yaşlılığın önemli işaretlerinden birisidir. Kulak memesine yapılacak dolgu maddesi (hyaluronik asit) enjeksiyonları bu görüntüyü ortadan kaldırmakta çok etkilidir.